Bildiğiniz tüm otomobilleri, bir otomobille trafiğe çıkabilmeniz için gerekli tüm kuralları, hız sınırlarını ve radar cezalarını, okuduğunuz tüm test makalelerini unutun; sizleri Citroen’in yaramaz çocuğu Ami ile tanıştırayım.
Yazı ve fotoğraflar: Mehmet Emin Sezer
Fransız otomotiv markası Citroen’in ezber bozan aracı Ami için söylenecek o kadar fazla şey var ki öncelikle isminin nereden geldiğini öğrenmeniz gerektiğini düşünüyorum. Fransızca’da “arkadaş” anlamı taşıyan Ami kelimesi bu sıra dışı araca oldukça yakışmış. Aslında ne otomobil ne de motosiklet olmayan Ami, kurumsal kimliğimiz “otosiklet” gibi hem otomobili hem de motosikleti temsil eden özel bir model. ATV ve UTV gibi 4 tekerlekli motosikletleri kullanabilmenize olanak tanıyan ve asgari yaş sınırı 16 olan B1 sınıfı ehliyetle kullanılabiliyor.
Tamamen elektrikli olan güncel Ami, aslında Citroen’in üretilmiş olduğu ilk Ami değil. Geçmişte 1961-1978 yılları arasında dört farklı karoser tipi ile üretilen Citroen Ami’de 2 silinir 602 cc, 4 silindir 1015 cc ve tek rotorlu 49 hp gücünde vankel motor olmak üzere üç farklı motor seçeneği sunulmuştu. Döneminde üretilen otomobil modellerinden oldukça farklı tasarımı ile ayrışan Ami, güncel tasarımı ile aykırı tasarım geleneğini bugün de sürdürüyor.
Pratik, ekonomik ve çevreci bir vasıta olan Ami, zaman içerisinde kargo dağıtımı, pizza servisi, şehir içi saatlik araç kiralama hizmetleri gibi alanlarda da karşımıza çıkabilecek kullanışlı bir alternatif olarak öne çıkıyor. Kişisel zevklere ve kullanım amacına göre rahatlıkla kişiselleştirmeye elverişli olan Ami’nin zamanla kullanım alanlarının yaygınlaşabileceği kanaatindeyim.
Tasarım konusunda oldukça özgün olan Citroen Ami’ye önden ve arkadan baktığımızda birkaç ufak detay haricinde aynı tasarımın hem önde hem de arkada kullanıldığını görüyoruz. Ön kısımda sürücünün görüş açısı düşünülerek biraz daha büyük olarak tercih edilen camın yerine arka kısımda spoylerli bir çerçeve ile dışarı taşınmış ve ön cama kıyasla biraz daha küçük olan düz bir cam ile karşılaşıyoruz. Ön kısımda far işlevi gören yuvarlak LED lambaların yerine de arka kısımda aynı tasarıma sahip lambaların kırmızı camlı olanlarını görüyoruz. Citroen logosunu içinde barındıran plastik parçaların her iki yanında bulunan sinyal lambaları ise hem önde hem de arkada aynı yere konumlandırılmış ve tıpkı ön-arka tamponları gibi birebir aynı tasarımı yansıtıyor. Test otomobilimizin üzerindeki kaplamada yer alan Galata Kulesi figürü bu arkadaşımıza çok yakışmış ve dikkatleri hemen üzerine çekiyor.
Citroen Ami’nin kapıları da yine özgün tasarımı ile uyumlu olarak her iki tarafta aynı yöne doğru açılıyor. Muhtemelen aracın üretim maliyetini düşürmek için aynı kapının hem sağda hem de solda kullanılmış olmasının sağladığı asimetri bu ezber bozan arkadaşı rakiplerinden farklı kılıyor. Sol kapısının geriye doğru, sağ kapısının ise öne doğru açılması Ami’nin özgün karakerini yansıtıyor.
Modern otomobillerin en alt donanım paketlerinde dahi standart olarak sunulan motor kaputu, bagaj kapağı, ABS, ESP, klima, radyo, multimedya ünitesi, hava yastığı, elektrikli aynalar, elektrikli camlar, merkezi kilit gibi donanımların hiçbirinin bu araçta kendine yer bulamamış olması aslında otomobillerin ataları gibi safkan bir model olduğunu kanıtlıyor. Ön farların sabit yandığını, açma-kapama ve uzun-kısa gibi ayarlamalarının olmadığını da belirtmek istiyorum.
Kokpite oturulduğunda, sürücünün konumlandırıldığı yer neredeyse arka tekerleğin üzerine denk geliyor. Ami bu sayede sürücüsüne, boyutlarına göre oldukça ferah bir iç mekan ve yeterli görüş açısı sağlıyor. Kabinin ferahlığında cam tavanın rolünü de unutmamak gerekiyor. İç mekanda iskeletin kaynaklarını gizleyen bakalitlerin kullanılmaması, kapı kollarının yerine tekstil tutamakların tercih edilmesi, yarış koltuklarını andıran plastik oturma alanları, hava yastığı olmayan spor direksiyonu, elektronik ekipmanlardan ve havalandırma panellerinden arındırılmış ön konsolu, küçük ebatlardaki oldukça sade dijital gösterge paneli, kapı içlerindeki file detayları, sanki hiç amortisör kullanılmamış gibi sert olan süspansiyon sistemi ve hiçbir ses yalıtımı olmayan kokpitte duyulan elektrikli motorun sesi ile adeta kompakt bir yarış otomobili kullandığınız hissini veriyor.
Sadece 6 KW, yani 8 HP gücündeki elektrikli motor ön aksın üzerine yatay olarak konumlandırılmış ve 40 NM tork üretiyor. Yalnızca 220 volt standart prizde şarj edilebilen Ami, yalnızca 3 saatte tam doluluğa ulaşabiliyor ve tam doluluk oranıyla 75 km menzil sunduğu belirtiliyor. 0-100 km/h hızlanmasını tamamlayamayan(!) Citroen Ami’nin, belki de tek dezavantajı olan maksimum hızı sadece 45 km/h ile sınırlandırılmış ve 0’dan 45 km/h sürate yaklaşık 10 saniyede ulaşıyor. Şarj kapasitesini verimli kullanabilmek için maksimum hıza ulaştıktan sonra güç pedalı üzerindeki ayağımızı gevşetmemiz ve pedala yumuşak bir dokunuşla basmamız gerekiyor. Ami’de sunulan 75 kilometrelik bu menzil, birçok vatandaşımızın evi ile işyeri arasındaki mesafeden daha uzun ve evde olduğu gibi işyerinde de 220 volt elektriğin bulunabilirliği ve fosil yakıtlı araçların yoğun trafikteki tüketim değerleri göz önüne alındığında, şehir içi kullanım için ekonomik ve pratik bir alternatif olarak öne çıkıyor.
Şehrin karmaşasında, pratik ve ekonomik yol arkadaşınız olacak Citroen Ami, küçük sınıf elektrikli otomobiller ile kıyaslanmamalı. Çünkü Avrupa’da ve Asya ülkelerinde yaygın bir kullanım alanı olan elektrikli bisikletlerin daha fonksiyonel bir alternatifi olan Ami, rekabet ettiği otomotiv markalarının ağırlık vermediği bir sınıfın pazar payını hedefleyerek satışa sunuldu. Sürüş esnasında üstü kapalı, elektrikli bir go-kart aracı kullanıyormuş hissi veren Ami’yi bir karting pistinde deneyimleme imkanımız olursa bu konudaki izlenimlerimi de bu platformda paylaşmak isterim. Yarış otomobili hissi veren süspansiyonu, elektrik motorunun torku, 1728 mm’lik dingil mesafesi, 155/65 R14 ebatlarındaki lastikleri, 5,5 kwh bataryaları dahil 471 kilogramlık ağırlığı ile şürüş esnasında yaşattığı hissi ve çevredeki insanların bu arkadaşımıza olan tarifsiz ilgisini deneyimlemeniz gerektiğini düşünüyorum.